21 Ocak 2009 Çarşamba

Hitman



Oynadığım pc oyunları içerisinde en severek oynadığımdır "Hitman". Diğer vurdulu kırdılı oyunlardan farklı olarak Hitman'de asıl önemli olan görevleri gizlilik içerisinde, dikkat çekmeden, temiz bir şekilde halletmektir. Zaten ikinci oyunun adı da bu yüzden "Silent Assasin" olmuştur. "Sessiz suikastçı" ya benzer bir şey anlamında. Kesin bir tavırla söyleyip çaktırmadan "İngilizceye de hakimim" gibi bir gönderme yapmamak adına “benzer bir şey “ diyorum. Yoksa gayet basit bir anlamı var. (Yine yapmış oldum). Her neyse oyunu gayet soğukkanlı bir şekilde kafa yorarak, planlar yaparak, etraftakilerin sana karşı tepkilerini irdeleyerek oynayıp görevi kimsenin ruhu duymadan bitirebildiğiniz gibi, sessizlikten bunalıp terör estirerek de bitirme seçimi yapabilrisiniz; fakat ikinci şık her bölümde işinizi görmeyedebilir. İşte bu yüzden görevleri çeşitli şekillerde, kendi stratejinize göre bitirme şansınız oyunda mevcut. Fakat görevlerin sonunda size görevdeki gizliliğinize göre not verilip, bu nota göre de para veriliyor. Neyse kısacası oyunda önemli olan “fazla ses çıkarmamak”.
Filmde Agent47’yi Timothy Olyphant canlandırmış. Kel haliyle oyundaki karaktere benzerlik açısından iyi bir seçim olmuş gibi…Mr Olyphant özellikle karakterin “yürüyüş” tarzına dikkat etmeye çalışmış. Gayet de benzetmiş. Filmde silahlı sahneler bolca kullanılmaktan çekinilmemiş. Yakın plan vurulma sahnelerinde kan sıçratma unsuruna baya bir özen gösterilmiş. Bu şiddetli yönüyle oyundaki “sessizlik” amacından sapılıp “seyirci çekme” taktiklerine başvurulmuş. (Ama biraz insaf be kardeşim, o mülayim sessiz Hitman'ı resmen “psycho killer” yapmışsınız.) Tabi biraz abartıyorum. Yine de silahlı ve dövüşlü sahneler dışında Hitman’ın sakin, ağırbaşlı, konuşmaktan aciz bir karakter olmasına dikkat edilmiş. Oyundaki senaryodan farklı olarak Agent47 bir klon değil de yetiştirilmiş bir savaşçı olarak gösterilmiş. Gerçekçiliği bozmamak istemişler herhalde.
Filmin konusuna gelirsek: Agent47’e yeni görevi için her zamankinden daha farklı ve zor bir hedef gösterilir. O görevini bitirmeye çalışırken bir yandan bir takım hainlerle de uğraşmak zorundadır. Aynı zamanda, görevi sırasında rastladığı güzel Nika’yı korumakla kendini yükümlü hissetmektedir. Nika Boronina’yı ise Quantum Of Solace’den Olga Kurylenko canlandırmış. Filme izlenebilirlik katan etkenlerden biri olmayı da başarmış.
Filmde hafiften “aciz Rusya ve iş bitirici ABD” izlenimi yaratılmaya çalışılmış da diyebiliriz. Soğuk savaş rekabetinin izlerini filmlerde görmeye daha çok devam edeceğiz bu gidişle. (Of çok dokundurucu bir cümle oldu). Neyse ben oyunun fanatiği olarak filmi izlemekte bir an bile tereddüt etmedim. Beklediğim tarzda olmamasına rağmen beğendim. Diğer oyunseverler ve oyunu oynamamış olanlar ne düşünür bilemem. Saygılar…

Not: “Psycho Killer” yakıştırması tamamen dün izlediğim Şahan Gökbakar skeçinden bir araklamadır.

2 yorum:

Ss dedi ki...

Ya bunun sonunda kız gökyüzüne bakıyor sonra çatının birinden bizim kel , sniper tarzı bişiyle kızı gözlüyo , o ne biçim sondu yaaa :(

raskolnikov dedi ki...

evet öyle bir sahne var ama orda kızı korumak için çatıya çıkıyor arkadaş. kötü bi niyeti yok yani :)