18 Temmuz 2009 Cumartesi

Sweeney Todd : the demon barber of the fleet street




Bu filmi izlediğim zamanı hatırlıyorum. Ama durun bir saniye insanlar sizin filmi izlediğiniz zamanı merak etmezler. İzledikten sonra ne düşündüğünüzdür önemli olan . "Diyaloglar nasıldı ? Johnny Depp harikaydı dimi ?" vb. soruları muhattab almanız gerekebilir.Yahut sanat yönetmenliği ve görüntü yönetmenliğiyle ilgili bir kaç dantel söz beklenir sizden. Benim bu filmin kostümlerine , makyajına sözüm yok. Müzikler bile güzeldi. Ama sinema yerine açık havada göre göre dinlemek isterdim Johnny'yi , neden mi adam Johnny! Neyse meseleden kopmayalım filmi izlerken içerisinde bulunduğunuz ruh hali önemlidir. İzlediğiniz film pek sevdiğiniz bir yönetmene ve favori kadronuza ait olsa bile, en azından gündelik bir hal içinde olmanız gerekir. Sevgiliniz sizi terk ettiğinde sinemaya gitmezsiniz iş bu sebeple. Romantik komedilerin afişleri illa ki vardır ve görür görmez mideniz bulanıcaktır işte tam da bu yüzden. Şimdi sanıyorum ki demek istediğimi biraz anlatabildim.

Döneyim filme. Johnny Depp-Tim Burton ikilisi yine takılıyorlar işte. Helena bile bilindik. Alan ise aman allahım herif ne zaman konuşsa bulutların tepesine çıkıyorum. Manyak aksanı var. Yine de dedim ya işte sanki " dandini dandiniyi 1005inci dinleyişiniz gibi." . Filmin içerisine gerçekten daldığım sahne ise Sweeney'nin Bayan Lovett'ı fırına attığı sahneydi. Ateşim yükseldi resmen. Hatta o sahneden sonra çok manalı birkaç mısra bile karaladım defterime , film bitip de ışıklar yanınca tabiki de. Lovett öldükten sonra Sweeney'de öldü zaten bize izlicek bişi kalmadı. İkisi de idam edilseydi daha eğlenceli olurdu bana göre. Yahut Sweeney'i jiletleyip Lovett'dan da turta yapsalardı ihtişamlı olurdu.Ama insan her zaman istediğini elde edemez!

Sweeney'nin zavallı kızı ve karısı harcanmış iki karakter olmalılardı ama kayıplara karışmış karakterlerdi resmen. Hikayelerini çok uzaktan duyar gibi olduk. Hele küçük kızın şarkı söylediği pencerenin altından sesini duyup da ona vurulan veled'e en sonunda noldu , bak o acaip kafama takıldı. Çocuğun senaryosunu ben yazıcaktım. Kızı alıp kaçıcaktı dicekti yargıcın da sweeney'nin de canı cehenneme! Güzel olmaz mıydı yani ?

Bir de Sweeney'i Lovett keşfedip de ona intikam alması için yardım edeceğini söylemişti. Sonra beraber geçirdikleri günlerin foto albüm gibi bize sunuluşunu izledik sanki mtv kliplerinden birini izler gibiydim ben yahu. Siz de öyle hissetmediniz mi ? Siyah beyaz çizgili çorap tuhaf bir saç modeli tuhaf bir erkek arkadaş ve tabiki olmazsa olmaz kumsal manzarası ya güneş gözlüklerine ne demeli. Aman neyse daha fazla böyle sığ yorumlarda bulunmayacağım çünkü filmi izlemiş olan zat-ı allerinizin bildiği gibi görsellik vay canınaydı,makyaj süperdi bla bla bla.

2 yorum:

cinar dedi ki...

beğenmiştim ben de :)

Ss dedi ki...

şimdi aslında beğenmeme sebebim filmin kendisi değildi , tim'in ve johnny'nin çok daha iyi işlerini görmüş olmamdı. Bunu da güzel bir şekilde açıklayacağım bir yazıyla, umarım yakında.